26 Ocak 2017 Perşembe

BANA KİM OLDUĞUMU SOR !


Tanımak nedir ? Bir ülkeyi , bir şehri , bir insanı nasıl tanırız ? Soru sorarız değil mi ?  Ne diye sorarız   nasıl diye kimsin diye sorarız . Bugün de sizlerle tanışmamın ilk adımı olacak olan ‘ Kim ‘ sorusunun cevabı ile başlıyorum .

Kimdir bu Büşra ?

Bir yaz günü ailesinin ilk çocuğu olarak dünyaya gelmiş sonra da madem geldim bu dünyaya gezmek lazım diye kafasına seyahat etme düşüncesini kazımış olan minimalist bir gezgin aslında bu kız. Daha lise yıllarında ‘Ben üniversitede erasmus yapacağım ‘ diye ortalıkta geziyormuş. Buz Devri filminde sürekli bir fındığın peşinden koşan sincap gibi koşmuş da koşmuş hayallerinin peşinde.Bu koşu serbest bir koşu olmamış tabiî ki ,  engelli maraton koşusundan pek bir farkı yokmuş diyorlar.


 Hayatımızda her zaman engeller çıkar karşımıza aslolan onları nasıl yendiğimizdir değil mi ? İnançla , azimle ve en önemlisi istemekle. İstemek başarmanın yarısıdır derler belki de hepsidir , Büşra’nın hikayesinde sanki hepsi olmuş istemek başarmanın. Burda bahsedilen istemek kuru kuru istemek değil , yılmamak yılmamak ve çalışmaya devam etmek .Kimi zaman yediği yemeğin istemek olması kimi zaman içtiği suyun kimi zaman da yağmur olup  umutların tükendiği bir anda yağıp onları yeniden yeşertmesi. Evet Büşra’ da hayalerine ulaşmayı yalnızca kuru kuru isteme aşamasında bırakmayıp ulaşana kadar peşinden koşan bir kul yalnızca. En çok ne yapmak istersin sorusuna  - Erasmus diye yanıt verip sonunda kendini İtalya’da buldu bir anda bu kız . Bu iş göründüğü kadar kolay olmadı elbet.


Sanırım en kolay kısmıydı Erasmus sınavı. Ülke tercihleri için listede yazdığı İtalya’yı görüp ‘ Sen İtalyanca bilmiyorsun orada ne yapacaksın  gidemezsin ‘diyen okulun Erasmus sorumlusu ,vize almaya gittiği gün ülkede darbe teşebbüssü olması , İtalya’da geldiği okulun ‘ Sizin kursunuz daha bir ay sonra başlayacak ‘ sürprizi , bir sabah uyandığında alerji sebebiyle kendi yüzünü tanınmayacak halde bulması , cep telefonunun bozulup al benden de bir darbe demesi , tam her şey yoluna girdi derken depremle sarsılması , o geçti derken ikinci deprem , üçüncü deprem .
Korkmayın korkmayın elbette güzel anılar da var . Filmlerde gördüğü yerleri yakından görmek , içlerine girmek , ben Türk’üm diye göğsünü gere gere milletini anlatmak , kültürünü tanıtmak .

Bu hikayede her şey var , Erasmus hayal ağacımdaki bir meyveydi yalnızca benim için. Tadından yenmez güzellikte bir meyve değil ama tadına bakmamak da büyük eksiklik olur .İşte bende sizlere bu meyvenin tadını dilim döndüğünce anlatmaya çalışacağım :)   
Yorumlarınızı Esirgemeyin :)

7 yorum:

  1. "Buz Devri filminde sürekli bir fındığın peşinden koşan sincap gibi koşmuş da koşmuş hayallerinin peşinde" gelsinler de bir de bana sorsunlar bu yazdığının anlamını. :)

    N.S

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Herkes bi parça bulsa böyle senin gibi yazdıklarımda ne hoş olurdu :)

      Sil
  2. Güzel bir parça olmuş tebrikler

    YanıtlaSil
  3. Osman Barlak27 Ocak 2017 06:59

    Erasmus maceralarının devamını sabırsızlıkla bekliyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. En kısa zamanda yeni yazımı ekleyeceğimm :)

      Sil