12 Mayıs 2018 Cumartesi

YOLUMUN PARİS'E DÜŞÜŞÜ




Şöyle rotamızı dünyaya doğru döndürelim derken fark ettim ki en popüler kentlerden biri Paris bana göz kırpıyor . Paris'te yaşadıklarım sizi gülümsetecek cinsten . Rastgele biletlere bakarken Rynair'le 10 Euro gidiş 10 Euro dönüş bilet bulmuştuk Roma'dan Paris'e. Biletler hemen alındı tabi.
Ben Paris'e gideceğimi Fransa'da doğup büyümüş YÖS ile Türkiye'ye gelmiş arkadaşıma söylediğimde bana -kendisinin de uzun süredir evine ( evi Paris'te arkadaşın yani anlayacağınız üzere evet evi Paris'te)gitmediğini , o aralıkta benim için gelebileceğini - söyledi .



Eyfel Kulesi













Tabi ben o sıra havalarda uçmaya başladım , yaşasın arkadaşımla gezeceğiz diye . Paris'e uçuşum sabah 6'da idi . Biz arkadaşlarla havaalanına erken gitmiştik uygun otobüş saati olmadığı için fakat o havaalanın gece kapalı olduğunu öğrenince ibreler ters döndü . Gece soğukta beklemek zorunda kaldık .Neyse ki ölmedik bu konuda tecrübelerim vardı bilenler vardır mutlaka aranızda blogu takip edenlerden . Her neyse o sabah 6 oldu saat ve bir uçaktayım fly to Paris . Paris ' te arkadaşımın evi trenle 45 dk süren bir uzaklıktaydı bana tarif etmişti nasıl gideceğimi . Hava yağmurlu olduğu için kendisi trafiğe çıkamadı benim de indiğim havaalanı şehre çok ters kalıyordu . Tabi cesaret timsali Büşra ben bulurum ya nolcak diyip sen bana tarif et yeter dedi arkadaşına . Ve macera başladı ihihiih .




Notre Dame Kilisesi
İlk olarak havaalanından bir otobüse binip tren istasyonuna gitmem gerekiyordu . Aslında bir ayrıntı vardı o da şuydu Fransızlar İngilizce bilmiyor , bilenler konuşmuyor konuşsalarda aksanları anlamama engel oluyordu . Tüm sevimliliğimle elimde arkadaşımın attığı Fransızca mesaj otobüsü buldum . İneceğim yerde üç beş kişi birden ' burası burası ' deyince hoop indim ama baktım ki tren istasyonu yok yanımdaki amcaya sordum -sormak dediğim Fransızca mesajı göstermek oluyor - kendisinin de oraya gittiğine dair işaretler yapıp beni getirdi zaten çok yakınmış .







Sırada tren bileti almak vardı . Ama sorun şuydu ki otomatlar yalnızca bozuk para alıyordu ve benim yeteri kadar bozuk param yoktu . Kağıt paramı insanlara çaresizce gösterip dert anlatmaya çalışırken iki Fransız çocuk yardım etti de yarısını ondan bozdur yarısını başkasından derken paraı buldum hoop bileti aldım ve sonunda trendeyim .

Bu arada yaklaşık 3 saat geçti . Zaten uçak 2 saat sürmüştü ihihihhi. Trende o kadar uykum geldi ki uyursam ölürüm diye uyumadım artık giderdim bilmediğim diyarlara . Arkadaşlar bu olaylar olurken wifi de olmadığı için arkadaşıma haber veremiyorum , kız en son uçaktan indiğimi biliyor .


Louvre Müzesi



Trende sonunda inmem gereken durağa geldi veee indim . Şimdi de sırada hangi çıkıştan çıkacağım vardı . Muhteşem Büşra hiç tereddüt etmeden insanları takip etti ve onların çıktığı çıkıştan çıktı , böyle durumlarda hep bunu yaparım tavsiye ediyorum şiddetle . O istasyon o kadar büyüktü ki beş dakika falan çıkışa yürüdüm . Sonunda aydınlık ama benim arkadaş yok beni burada bekleycekti ee nerde , diye bakınırken tabi hala wifi yok arkamı bir döndüm ve benim arkadaş işte orda. Ben na doğru ismini hitap ederek o da Büşra diye bana doğru koşarak bir kavuşma sahnesinin baş kahramanları olduk . Arkadaşım o kadar saat benden haber alamayınca endişelenmiş ve telefonda ablasına 'Büşra yok gelemedi başına bir şey geldi keşke almaya gitseydim  ' diye isyan ediyormuş. Beni görünce de o kadar sevindi ki . Ben de öyle tabi . Klişe olacak fakat o duyguyu tarif edemem , Türkiye'den arkadaşım kalkmış gelmiş ben onu uçak otobüs tren derken bulmuşum . Macera böyle olurmuş öğrendim .





Paris böyle başladı işte  Eyfel Kulesi ve nicesi için ikinci yayın geliyoor






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder