12 Mayıs 2018 Cumartesi

YOLUMUN PARİS'E DÜŞÜŞÜ - PARİS BÜYÜSÜ




Paris gezginlerin kiminin aklında iyi bir imaj edinmiştir kiminin ise tam tersi . Sebebi Paris Sendromu olabilir mi ki , o da ne diyenler için kısaca açıklayalım öyleyse.













"Paris Sendromu" Fransa'da çalışan Japon psikiyatrist Prof. Hiroaki Ota'nın liderliğinde, 2004 yılında Fransız psikiyatri Nervure dergisinde bir araştırma konusu olmuş.






Japon doktor "bu fenomenden etkilenen 63 Japon hastanın bölümümüzde hâlâ akut durumdayken hastaneye kaldırıldığını" şeklinde açıklama yapmış.
Paris Sendromu Japon turistlerin Paris'e gelmeden önce sahip oldukları beklentilerin şehri gördükten sonra karşılanamaması , şehri sevmemesi demek özetlersek. Aslında buna jetlagların kültür farklılıklarının sebep olduğu söylenebilir fakat akut durum yaratır mı hastaneye kaldırılmayı gerektirir mi bilinmez gelin Japonları kenara bırakalım da Eyfel'e bakalım biz . 






 









Eyfel Kulesi, yapımından bu yana kendisini ziyaret eden 200,000,000'den fazla insanla, dünyanın yılda en çok ziyaret edilen paralı anıtıdır. Yılda yaklaşık altı milyon kişi tarafından ziyaret edilmektedir. 24 metre yüksekliğindeki televizyon anteni ile birlikte kulenin yüksekliği 324 metredir.Yapımına başlandığında Paris halkı tarafından göz zevkini bozduğu gerekçesiyle direnişle karşılaşan yapı, günümüzde değerli mimari eserlerden birisi olarak kabul edilmektedir.(Fikre katılan var mı arkadaşlar ? :) ) Her seferinde Eyfel Kulesinden nefret ettiğini söyleyen yazar Guy de Maupassant, neden öğle yemeklerini kuledeki restoranda yediği sorulduğunda “çünkü burası Paris’te kulenin görünmediği tek yer” cevabını vermiştir 


 












Tam adı Notre-Dame de Paris olan bu ünlü orta çağ katedrali, Paris’in en önemli sembollerinden biri olmasını, muhteşem mimarisi kadar Victor Hugo’nun ölümsüz eseri “Notre Dame’ın Kamburu”na borçlu. Hepimiz Notre Dame’ın Kamburu “Quasimodo” ve güzeller güzeli aşkı “Esmeralda”nın hikayesini biliriz.



Ne tuhaftır ki bu hikayeyi bilmemizin nedeni büyük olasılıkla Victor Hugo’nun kitabını okumuş olmamız değil, aynı adlı eserden uyarlanmış filmlerinden birini izlemiş olmamızdan kaynaklanıyor… 





Eyfel Kulesi  Notre Dame Katedrali ve şimdi de sırada  Arc de Triomphe var . 



Arc de Triomphe

Champs-Elysées‘nin başında tüm heybetiyle yükselen bu anıtın yapımına Napolyon’un emriyle 1806’da başlanıyor ve anıtın tamamlanıp açılması otuz yıl sonra 1836’da mümkün oluyor. 












12 tane yolun kesiştiği meydanın (eski adı Place de l’Étoile, yeni adı Place Charles de Gaulle) tam ortasında bulunuyor.Buradan manzara gerçekten harikaydı tekrar Paris'e gidecek olsam koşarak buraya giderim galiba. 

















Bonus olarak da Paris'te denk geldiğim noel pazarından çekilmiş bu ışıl ışıl çekilmiş Şanzelize fotoğrafı :)

 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder