
Paris gezginlerin
kiminin aklında iyi bir imaj edinmiştir kiminin ise tam tersi . Sebebi Paris
Sendromu olabilir mi ki , o da ne diyenler için kısaca açıklayalım öyleyse.
"Paris Sendromu" Fransa'da çalışan Japon psikiyatrist
Prof. Hiroaki Ota'nın liderliğinde, 2004 yılında Fransız psikiyatri Nervure
dergisinde bir araştırma konusu olmuş.
Japon doktor "bu
fenomenden etkilenen 63 Japon hastanın bölümümüzde hâlâ akut durumdayken
hastaneye kaldırıldığını"
şeklinde açıklama yapmış.
Paris Sendromu Japon turistlerin Paris'e
gelmeden önce sahip oldukları beklentilerin şehri gördükten sonra
karşılanamaması , şehri sevmemesi demek özetlersek. Aslında buna jetlagların
kültür farklılıklarının sebep olduğu söylenebilir fakat akut durum yaratır mı
hastaneye kaldırılmayı gerektirir mi bilinmez gelin Japonları kenara bırakalım
da Eyfel'e bakalım biz .
Eyfel Kulesi, yapımından bu yana kendisini
ziyaret eden 200,000,000'den fazla insanla, dünyanın yılda en çok ziyaret
edilen paralı anıtıdır. Yılda yaklaşık altı milyon kişi tarafından ziyaret
edilmektedir. 24 metre yüksekliğindeki televizyon anteni ile birlikte kulenin
yüksekliği 324 metredir.Yapımına
başlandığında Paris halkı tarafından göz zevkini bozduğu gerekçesiyle direnişle
karşılaşan yapı, günümüzde değerli mimari eserlerden birisi olarak kabul
edilmektedir.(Fikre katılan var mı arkadaşlar ? :) ) Her seferinde Eyfel
Kulesinden nefret ettiğini söyleyen yazar Guy de Maupassant, neden öğle
yemeklerini kuledeki restoranda yediği sorulduğunda “çünkü burası Paris’te
kulenin görünmediği tek yer” cevabını vermiştir
Tam adı Notre-Dame de Paris olan bu ünlü orta çağ katedrali, Paris’in en önemli sembollerinden biri olmasını, muhteşem mimarisi kadar Victor Hugo’nun ölümsüz eseri “Notre Dame’ın Kamburu”na borçlu. Hepimiz Notre Dame’ın Kamburu “Quasimodo” ve güzeller güzeli aşkı “Esmeralda”nın hikayesini biliriz.
Ne tuhaftır ki bu hikayeyi bilmemizin nedeni
büyük olasılıkla Victor Hugo’nun kitabını okumuş olmamız değil, aynı adlı
eserden uyarlanmış filmlerinden birini izlemiş olmamızdan kaynaklanıyor…
Eyfel Kulesi Notre Dame Katedrali ve şimdi de sırada
Arc de Triomphe var .
Arc de
Triomphe
|
Champs-Elysées‘nin başında tüm heybetiyle yükselen bu anıtın yapımına Napolyon’un emriyle 1806’da
başlanıyor ve anıtın tamamlanıp açılması otuz yıl sonra 1836’da mümkün
oluyor.
12 tane yolun kesiştiği meydanın (eski adı Place de l’Étoile, yeni adı Place Charles de Gaulle) tam
ortasında bulunuyor.Buradan manzara gerçekten harikaydı tekrar Paris'e gidecek
olsam koşarak buraya giderim galiba.
Bonus olarak da Paris'te denk geldiğim noel pazarından
çekilmiş bu ışıl ışıl çekilmiş Şanzelize fotoğrafı :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder